Bazal Hücreli Karsinom (BCC)
En yaygın deri kanseri tipi BCC veya Bazaliomadır.
Cilt kanserlerinin en hafif formudur .Erken tanı ile tedavi şansı % 100 ‘dür.
Daha çok güneşe maruz kalan kişilerde balıkçı,çiftçilerde sık görülür.
Kafkas popülasyonunda melanom ile karşılaştırıldığında yaklaşık beş kat daha sık görülür.
Yine güneş yanığına duyarlı olan bireyler daha büyük risk altındadır.
BCC vücudun yüzeyinden deri yüzeyinin yenilenmesinden sorumlu olan bazal hücre katmanından başlar, kimi zaman komşuluk yolu ile daha derinlere örn; kıl kökü hücreleri sayesinde derinlere kadar gidebilir.
Anlaşılması önemli olan nokta kanserin organlara sıçrayarak yayılmasına rağmen BCC'nin bunu yapmamasıdır.
BCC vücudun çeşitli bölgelerinde zamanla oluşabilir ve çoğunlukla yetmişlerine yaklaşmış olan yaşlı bireylerde görülür. Bazı ailelerde Bazalioma geçirme eğilimi bulunmaktadır.
Bazaliomalar çoğuklukla yüzde görülür ancak vücudun herhangi bir yerinde görülme imkanı bulunmakla beraber tercihen gögüs, kollar, trunk ve hatta kafa derisi gibi güneş ile temas halinde olan yerlerde rastlanır.
Çoğunluk BCC deride renkli bir leke, pullanma kimi zaman iltihaplı bir nokta gibi başlar, kolay kolay iyileşmez ve iyileştiğinde ise bir ay içerisinde geri döner, büyüklük olarak da yavaş bir artışa sahiptir.
Genel büyüme eğilimi büyüklük bakımından olup derine inmemekle birlikte yıllar boyunca müdahale edilmez ise derine doğru büyüyebilir ve 10 ve üstü yıllarda kemiklere kadar erişebilir ve hayati yapıları işgal edebilir.
Çoğunluk BCC'ler pempe veya yara benzeri olurken bazıları pigmentli bazıları ise siyah renkte olabilmektedir. BCCler kimi zaman seboroik keratozdan (yaş siğili) kolay kolay ayırt edilemez.
Bu duruma bazen istisnalar olabilir ve bazı BCCler doğrudan derinin altına doğru büyüyebilir.
Çok nadiren bazı BCC tipleri sınırlarda bulunabilir, bu tiplere metaplastik BCC adı verilir ve sküamöz hücre karsioması ile karışık olup düşük de olsa organlara bulaşma riski taşır.
Birkaç klinik tipi vardır. Ancak en sık üç formundan bahsedilir.
Derinin birçok malign neoplazmında cerrahi rezeksiyon en iyi tedavi seçeneğidir. Ancak histolojik tipe, lezyonun boyutuna, tümörün lokalizasyonuna ve tedaviye bilinen cevaba göre pek çok teknikler önerilebilir
Genel eğilim çapı 5mm’den büyük lezyonlarda cerrahi eksizyonun uygulanmasıdır. Başarı oranı %93-95 arasındadır. Lezyonun tam olarak çıkarılmasına ve histopatolojik incelemeye olanak sağlar. Frozen-section ile sınırlar kontrol edilebilir. Eğer defekt primer kapatılabiliyorsa kozmetik sonuçlar iyidir. Cerrahi sınırlardan 0.5 cm daha geniş yapılacak rezeksiyon genel olarak yeterlidir.
Cilt kanserinin eksizyonu sonrası oluşan defektin tamirinde üç alternatif vardır. Birincisi defekt primer kapatılır ve rekonstrüksiyon gerektirmez, ikincisi defektin hemen onarımı, üçüncüsü rekonstrüksiyonun ertelenmesidir. Rekonstrüksiyon yapılmayan durumlarda daha çok yara ikincil iyileşmeye bırakılmıştır veya palyasyon veya diğer nedenlerle rekonstrüksiyon gerekmemektedir. Diğer hastalar rekonstrüksiyona adaydırlar ve en iyi survi bir protezle sağlanabilir.
Cerrahın seçiminde birçok faktör etkili olur. Hastanın genel sağlık durumu, ortalama beklenen ömür, tümörün lokalizasyonu, yaygınlığı, hastanın sosyal statüsü (bazı insanlar büyük defektleri bile sorun etmezken bazıları küçük defektleri sorun yapar) rekonstrüksiyonla ilgili karar vermede etkili olur.
Eğer bir tercih yapılacaksa kozmetikten çok fonksiyonel restorasyona önem verilmelidir. Nasal alar veya gözle ilgili defektlerin onarımı mümkün olduğunca erken yapılmalıdır. Rekonstrüksiyon sonrası gelişen kontraktürler can sıkıcı olabilir.
Flap rekonstrüksiyonunda etraf dokulara yüksek gerilim yapacağından ikincil doku kayıplar oluşabilir
Anatomik durumlar cerrahi opsiyon için sınır yaratır. Örneğin simetri, facial lendmarklar, strüktürler ve uygun lokal veya ilave etraf dokunun noksanlığı rekonstrüksiyonda sorun oluşturur.
Yine patolojik durumlar rekonstrüksiyonu seçme de önemlidir. Tümörün histolojik tipiyle ilgili olarak, kalın bir fleple potansiyel bir tümörün gizli kalmasından ziyade cilt grefti ile kapamak uygun olacaktır. Yine tümör lokalizasyon olarak riskli bir bölgede ise kalın fleple rekonstrüksiyon uygun olmaz. SCC daha agresif ve daha infiltratif tir. Yine morphea tip BCC genelde infiltratiftir ve subdermal yayılımı buzdağına benzer. Bu nedenle ince özenilmiş rekonstrüksiyon çabası boşunadır ve hatta olumsuz etkidedir. Bu gibi durumlarda yana ikincil iyileşmeye bırakılır veya rekonstrüksiyon ertelenir yada cilt grefti ile kapatılır. Alıcı yatak kötü ise kanlanmayı sağlamak için cilt greftinin konulması ertelenir. Yara alanında 21 günde granülasyon oluşur. 1-2mm’lik yüzey debride edilir. Takiben kalınlığı 0.45-0.5 mm’lik splitt thickness skin greft yerleştirilir. İleride rekonstrüksiyon yapılacaksa cilt grefti alınabilir. Böylece tümör nüksüde bakılma imkanı olur.
Bu teknik 1930’lu yılların ortalarında Dr.Frederick Mohs tarafından tarif edilmiştir. Bu teknikte zinc chloride paste (bir kimyasal fiksatif) tümöre uygulanır ve fiksasyon sonrası seri eksizyonlar yapılır. Çıkarılan tümörün histolojik incelemesiyle tümör haritası yapılır ve buna göre rezidü olan alanlarda reeksizyon yapılır. Böylece tümör kontrollü olarak çakıralırken, normal dokular maksimum olarak korunur. Kür oranı %96 ile %99 arasındadır. Tramovitch ve Stegman orijinal tekniği revize ettiler ve Fresh-tissue tekniğini kullandılar. Fiksasyon dışındaki ilkelere sadık kaldılar.
Modern terminolojide Mohs Chemosurgery ile fixed-tissue technigue ve mohs micrografhic surgery ile de fresh tissue technigue kastedilmektedir.
Endikasyonları olarak yüksek risk lokalizasyonlu BCC (postaurikuler, orta yüz bölgesi ve göz kapakları vs.), morphea veya infiltratif tip BCC, rekürren BCC, verruköz karsinom, dermatofibrosarkoma protuberens, sebaceous carcinoma, extramammary Paget’s disease, adneksal carcinoma sayılabilir.
BCC için uygulanan, yine yapan hekimin deneyiminin önemli olduğu bir yöntemdir. En sık kullanılan cryogen liquid nitrogen’dir. Malign kutanöz dokuların ölümü için sıcaklığın en azından -30°C (bazılarına göre -50°C) olması gerekir. Tümör ve etrafındaki dokular dondurularak ablasyonun yeterliliği garantiye alınır.
Therimocouple (ısıyla işleyen sıcaklık pili) tedavi alanının sınırlarına koyularak etki alanını genişletir. Dokunun erimesine izin verir ve sonra uygun periyodda eriyen hücreler tekrardan dondurulur.
Yüksek kür oranı, doku koruma kabiliyeti, kartilaj üzerindeki tümörlerde kullanıldığında alttaki dokularda nekroz yapmaması ve multiple lezyonlu hastalarda kullanılabilmesi avantajları olarak sayılabilir.
Yara bakımı, iyileşme sürecinin uzun olması, hipopigmentasyon ve kötü skar oluşumu dezavantajlarıdır. Sınırları iyi ayrılabilen seçilmiş vakalarda kullanılması gerekir. Morphea benzeri lezyonlarda ve rekürren lezyonlarda tavsiye edilmez. Yine histopatolojik inceleme olanağı yoktur.
Bir cm2’den küçük çaplı BCC tedavisinde RT ile %95’e yakın başarı elde edilir. Neoplazinin büyüklüğünün artmasıyla ters orantılı olarak başarı düşer.
Kozmetik sonuçları iyidir, skar oluşmaz. Bu yöntemle yaygın bir tümör tedavi edilebilir ve cerrahiden kaçan hastalarda uygulanabilir.
Dezavantajları içinde tedavinin uzaması, pahalılığı, etraf dokulara olumsuz etkisi (uzun dönemde kas atrofisi, pigmentasyon, telenjiektazi ve malign transformasyon) sayılabilir. Eğer tümör bir kemiği veya kartilajı tutmuşsa radyodermatitis gelişebilir ve karsinogenezis gecikebilir.
Teknolojideki gelişme RT’ye bağlı dezavantajları giderek azaltmakta ve bu yöntem daha çok tercih edilir olmaktadır. Cerrahiye ilave olarak veya ileri evrelerde palyasyon amacıylada uygulanmaktadır.
Topical 5 Fluorouracil
Yüksek konsantrasyonda hazırlanmış 5 Fluorourocil (5-FU) lokal kemoterapotik ajan olarak direk kutanöz neoplazma uygulanır. Topikal kemoterapi uygulaması için hasta seçiminde primer kriterler tümör tipi ve büyüklüğüdür. Superficial BCC ve Bowen Hastalığında (insitu SCC) yanıtlar iyidir ve 5 yıllık kür oranı %80’den fazladır. Noduler veya infiltratif BCC ile invasiv SCC!da uygulaması kontraendikedir. Çünkü bu tümörlerde invazyon paterni vardır ve topikal aplikasyon derine penetre olamayacağı için başarı elde edilemez.
Topikal kemoterapide ikinci önemli konu tümör boyutudur. 5 mm’den küçük tümörlerde en iyi tedavi olarak basit eksizyon ve diğer tedavi yöntemleridir. 5mm-20mm arasındaki lezyonlarda ise topikal 5 FU ile iyi yanıtlar alınır. 20 mm’den büyük tümörlerde de topikal kemoterapi uygulanabilir, ancak bunlardaki kür oranları giderek düşmektedir. Bununla birlikte büyük tümörlerde öncesinde tümör yükü azaltılmış vakalarda ilave yöntem olarak kullanılabilir.
© 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Designed by Loop Dijital